17 Kasım 2012 Cumartesi

"Bir yer yoksa kalacak..."

   Sapsarı sayfalar arasında, henüz parasını biriktirip de alamadığım sayfalarda gördüm seni. Orada tanıştık, gözlerini kaçırdın, yine de baktım sana. Sesini duyacağım zamanı beklemek ısmarlama kasetlerin şehre ulaşmasını beklemek demekti. Bekledim de... Başka bir sesin de sonsuza kadar gelmeyeceğini bildim, sanırım. Vaktin olmadığını düşündüm, acele ettim. Önceleri sen söyledin ben de dinledim. Piller bittikçe kalemle sardım sesini, yine dinledim. Bir ara ben de söyledim ama kendim bile duyamadım. Çok sonraları yüksek sesle başkalarına seslendim, biraz buğulu hafif de cızırtılı... Bu defa duyulmuş olacak ki hatırladılar. Aradan yıllar geçti. Şimdilerde ses gittikçe çoğalıyor, durmuyor, inceliyor, kayboluyor, gürültü olup tepeye çöküyor ve sil baştan... Tanıdığın bir koleksiyoncunun çantası var üzerimde, emaneten yanımda. Ben taşıdıkça ağırlaşıyor, içine yeni bir şey koymadıkça daha da güç taşınıyor. Yine de taşıyorum; bilirsin yerçekimine inadım var. Bilirim, sen de inatsındır: Bir yer yoksa kalacak, gökyüzünde asılı kalırsın. 


"Maybe I'm too young
To keep good love from going wrong" 

Jeff Buckley'e...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder